İçeriğe geç

İstinye Üniversitesi – Yönetim Bilişim Sistemleri Mezunları Konuşması

Bugün çok değerli Sebnem Ozdemir(PhD)‘in nazik daveti üzerine İstinye Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü’nün harika öğrencileri ile sohbet etme imkanı buldum.

Kendi kariyer ve kişisel yolculuğumu, kurumsal hayatta zorlukları ve bunları aşma yöntemlerimi, her aşamada kendi geleceğimi nasıl planladığımı, bu yolculukta nelere yatırım yaptığımı ve hala yeni neleri öğrenmek için çalıştığımı paylaştım.

Hem Şebnem Hoca’dan hem de harika öğrencilerinden gelen çok değerli sorularla sohbet çok keyifli geçti.

Benim için çok özel bir anı oldu. Bana “zamanda yolculuk” imkanı veren, bu istekli gençlerle bir arada olmamı sağlayan sevgili Şebnem Hoca’ya ve beni dinleyen tüm genç arkadaşlarıma gönülden teşekkürler.

Güzel bir gelecek için…

İstinye Üniversitesi – Yönetim Bilişim Sistemleri Mezunları Konuşması

Giriş

Hepinize merhaba. Öncelikle nazik daveti için değerli Şebnem Hoca’ya çok teşekkür ediyorum. Burada sizlerle birlikte olmak benim için çok önemli.

Çok kısa kendimden bahsedeyim. Yaklaşık 23 yıldır sermaye piyasalarında görev yapıyorum. Bunun yirmi bir yılını aracı kurumların operasyonel süreçleri yürütüp, yöneterek geçirdim. Son iki yıldır da bir teknoloji firmasında sermaye piyasalarının dijital dönüşümü için çalışıyorum. Edebiyat ve müzikle profesyonel olarak ilgileniyorum. Son bir yıldır Fintechtime Dergisi’nde düzenli olarak yazıyorum. İnfina ile Dijital Finans isimli bir podcast serisi yaptım. Yaklaşık 1 aydır da Ekotürk TV’de “Dijital Finans” isimli programı hazırlayıp sunuyorum.

Artık mezun oluyorsunuz ve yakın zamanda sizleri iş hayatında göreceğiz. Kiminiz kurumsal bir şirkete girecek, kiminiz ise kendi işini kuracak.

Bugün sizlere kendi kariyer yolcuğumu ve kişisel gelişimim için yaptığım yatırımları paylaşacağım. Paylaşacağım detaylar, özellikle kurumsal hayatımda edindiğim önemli tecrübelerden oluşuyor. Her bir detayı da sizin için özenle seçtim. Bana bu zamanda yolculuk fırsatı veren Şebnem Hoca’ya tekrar teşekkür ediyorum.

1979 İstanbul doğumluyum. Devlet lisesinden mezun olduktan sonra içinde bulunduğum özel koşullar sebebiyle istediğim üniversiteyi kazanamadım. Daha doğrusu lisans bölümü okuyamadım. Balıkesir Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu’nda iki yıllık İşletmecilik okudum. O dönemdeki imkanlarım, eğitim anlamında hayata doğru bir bilinçle bakmamı engelledi. Fakat o zamanlar hayatın bana sunduğu bu dezavantajı “staj” programı ile avantaja çevirmeyi başardım.

Kariyer Yolculuğu Başlıyor

1998 yılında, borsanın yavaş yavaş herkesin diline düştüğü dönemlerde Yaşar Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Hazine Bölümünde bir staj imkanı buldum. Hayatımın önemli kırılma noktalarından biridir bu staj. Okulda öğrendiğim teorik bilgileri pratik olarak uygulama imkanı bulacağımı düşünerek başladım staja. Ofisteki her diyaloğu, her kararı buna göre analiz etme arzusu ile hareket ettim. Fakat bana sunulan alan şundan ibaretti: fotokopi çekmek, faks göndermek, kahve getirmek, sana bilgi aktarmayan yöneticilerin ekranlarına boş boş bakmak. Hali hazırda ofiste bu işi yapan kişiler günün yoğun iş akışında bana vakit ayıramıyordu veya ayırmıyordu.

Bu akışa uyabilirdim. Staj defterimi hikayelerle doldurabilirdim. Ama bana sunulan bu eksik yürütümü reddettim. Evde bilgisayarım yoktu. Excel programı çok ilgimi çekmişti. Bunun için hafta sonları bile ofise gelmeye ve tüm günümü orada geçirmeye başladım. Bulduğum bir excel kitabının neredeyse her sayfasını uygulamalı olarak çalıştım. Ofiste günlük kullanılan excel çalışma dosyalarında öğrendiğim yeni fonksiyonlarla ufak revizyonlar yapmaya başladım. Otomatik hesaplamalar, karmaşık formüller, kullanıcı dostu butonlar oluşturarak mevcut excelleri daha konforlu hale getirdim.

Bununla yetinmeyip, bana fotokopi çektirdikleri evrakları, gönderdiğim faksları detaylı olarak incelemeye başladım. Yapılan işin mevzuatını okuyarak kuralları anlamaya çalıştım. Bakış açım şuydu; ben bugün sıfırdan bir aracı kurum kursam, bu mevzuata bağlı olarak, bu kurallarla nasıl bir iş süreci oluşturmam gerekir? Dolayısıyla o iş süreçlerini ben dizayn ediyormuşum gibi yaklaştım. Bunu yaptığımda stajdaki birinci ayımı yeni doldurmuştum. Birinci ayın sonunda bir gün Müdür Yardımcısı işe gelemedi. Telefonla da erişilemiyordu. Müdür ise piyasaya odaklandığından diğer operasyonel süreçlere vakıf değildi. Piyasada gerçekleştirilen işlemlerin sonucu olarak belirli bir saate kadar yapılması gereken bazı işler, hazırlanması gereken bazı talimatlar vardı. Müdür, bu işleri yerine getiremeyerek, piyasadan o gün için ceza yenmesini kabul etmişken, ben bu süreçleri tamamlayabileceğimi söyledim. Önceden incelediğim talimatları, hazırladığım excel dosyaları ile otomatik olarak oluşturdum ve o gün herhangi bir ceza oluşmadan günlük işleri tamamladım. Ertesi gün, henüz okulum bitmemişken, 18 yaşıma girmemişken bana iş teklifinde bulundular ve kariyer yolculuğum böyle başladı.

O gün kariyerimdeki yolculuğun tamamen bana bağlı olduğu öğrendim. Sonrasında da buna göre hareket ettim.

Gelişim

Yaşar Yatırım’daki çalışmalarım boyunca sürekli mevcut işi daha kolay hale getirmek için fikirler ürettim. Bilgi İşlem Birimi ile hep yakın çalıştım. Yaşar Yatırım, Oyak Yatırım’a devroldu. Bu süreçte şirketin %95’i işten çıkarıldı. Yaptığım  kritik çalışmalarla Oyak Yatırım’a geçen 5-6 kişiden biri oldum. Aynı bakış açısını orada da devam ettirdim.

Sürekli yeni şeyler öğrenmeye ve bunu işime katmaya çalıştım. Lisans eğitimi için Anadolu Üniversitesi Açık Öğretimi bitirdim. Askere giderken yanıma web tasarım ve kodlama için kitaplar aldım. Askerden döndüğümde bu bilgileri de cebime koydum. Kısa bir süre web tasarım işi ile ilgilendim. Sonrasında tekrar sermaye piyasalarına Oyak Yatırım ile geri döndüm. Bu kez HTML ve ASP kodlama da biliyordum.

Oyak Yatırım’da yürüttüğüm işlerde artık excel makroları ile fark yaratıyordum. Sadece kendi işlerimi değil çalışma arkadaşlarımın işlerini de kolaylaştırıyordum. Örneğin tüm ekibe iki hafta boyunca ellerindeki kağıtlarda yer alan bilgileri internette sorgulayıp sonuçlarını bir excele girme görevi verilmişti. Bu ihtiyacı analiz edip, doğru veriye nasıl ulaşacağımı bulduktan sonra bir tam günümü bunun kodlamasına ayırdım. Ertesi gün yöneticime giderek çalışmayı bitirdiğimi söyledim. Bunun imkansız olduğunu söylediğinde, sadece kendi listemi değil tüm arkadaşlarımın listesini bitirdiğimi söyledim. Bunun ertesinde de terfi aldım.

Rutini Kırmak

İşleri kolaylaştırsam da bana verilen mevcut işlerin rutini sıkıcı olmaya başlıyordu. Dolayısıyla bana verilmiş bir sabit işin sürecini iyi bir noktaya getirdikten sonra farklı bir iş talep etmeye başladım. Ofiste genelde herkes aynı işte yıllarını geçirir. Bu karakterime uygun değildi. Daha doğrusu bir insanın hayat amacına uygun bulmuyorum bu tekrarlayan süreçleri. Hep yeni bir şey öğrenmek, ona adapte olmak, üzerine daha önce öğrendiklerinle yeni bir şeyler katmak insan ruhunu canlı tutar.

Bu yaklaşımımla birime bağlı tüm iş adımlarının hepsinde görev yaptım. Yönetime yeni fikirler sunarak olmayan işler ürettim. Böylelikle her yeni deneyimle birlikte, tüm süreçlere farklı perspektiflerden bakma imkanı buldum. Yani işin operasyonunu yaparken, aynı zamanda o işin denetçisi gözüyle de, son kullanıcısı gözüyle de bakma yetkinliğim gelişti.

İnsan İlişkileri

Yöneticim Finans Yatırım’a gittiğinde, benimle çalışmayı istediğini söyleyerek beni oraya transfer etti. Yeni bir kurumda, oturmuş bir düzende kendi yenilikçi fikirlerimi kolayca kabul ettireceğimi düşünüyordum. Çalışmalarıma hayran kalacaklar ve hemen kabul edeceklerdi. Öyle olmadı. Mevcut süreçlerinde değişiklik kabul etmediler. Bu konuda katıydılar. Benim için yeni bir öğrenme süreci oldu bu. Bu kez insan ilişkilerimle bu süreci yönetmek için çalıştım. Empati becerilerimi artırmaya çalıştım. Dirençlerinin kaynağını anlamaya çalıştım. Kendimi, yapmak istediğim işin altında yatan ana fikri onlara doğru şekilde aktarmak farklı yollar denedim. İnişli çıkışlı bir yolculuğun sonunda benimle aynı frekansa geldiler.

Bu yolculukta birçok şey öğrendim. Kendi cevaplarıma odaklanmak yerine onlara doğru sorular sormayı ve karşımdakini daha iyi dinlemeyi öğrendim. Birlikte yaptığımız çalışmalarla çok daha verimli sonuçlar aldık.

Yöneticilik

Finans Yatırım’da sıfırdan yeni bir birim kurarak bu kez yöneticilik deneyimi yaşadım. Ekibimdeki her bir kişi kendim seçtim. Tüm mülakatları bizzat yaptım. Görüşmelerde en çok dikkat ettiğim başlıklar; okuldan aldığı eğitime ek olarak kişi kendisini iyi eğitmiş mi? Kendini doğru ifade edebiliyor mu? Beni dinliyor mu? Meraklı mı? Okul ve iş dışında başka bir hobisi var mı? Meraklı mı? Gelecekle ilgili beklentilerini tanımlamış mı? Bu konularda iyi olan çalışma arkadaşları ile yöneticilik yolculuğum başladı.

Kendi bilgilerimi doğru aktarabilmek için çeşitli eğitimler aldım. Bir “öğretmen” bakış açısı kazanmaya gayret ettim. Özellikle “yöneticilikle koçluk yaklaşımı” eğitimi benim için çok önemli bir yere sahiptir. Özünde “doğru soruları sorma sanatı” olarak yorumlayabilirim bu başlığı. Mentorluktan ayrı bir yere koyuyorum bu açıdan. Mentor olarak kendi deneyimlerimi de aktardığım oluyordu evet ama herhangi bir problemde karşı tarafa sorduğum doğru ve güçlü sorularla, kişinin o çözümü içselleştirmesini sağlıyordum. Benim cevabını bildiğim soruları, o kendi yöntemleri ve kendi karakteri ile cevaplıyor, doğru çözümü kendi yöntemleri ile buluyordu.

Yoğun çalışmalarımızla SPK’dan ilk saklama hizmeti yetkisi alan aracı kurum olduk. Bu başarı ile yönetimden takdir mektubu aldım.

Yuvaya Dönüş

Daha sonra tekrar Oyak Yatırım’dan teklif aldım. Uzman Yardımcısı pozisyonu ile başladığım kuruma yıllar sonra Grup Yöneticisi olarak geri döndüm. Ben Oyak Yatırım’a girdiğimde benim üstüm olan kişiler hala oradaydı ve bu kez ben onların üst yöneticisiydim. Onur ve gurur veren bu gelişmeyi elbette ki olgunlukla yöneterek, hepsine gereken saygıyı fazlasıyla gösterdim.

Oyak Yatırım’da tüm operasyonel iş süreçleri için Bilgi İşlem Birimi ile çok yakın çalıştım. Birçok yeni otomasyon süreci geliştirdim. Sadece kurum içinde değil, sektörün geneline hizmet veren kurumlara da fikirlerimi bir analist yaklaşımıyla ilettim. Sektörde şu anda bile kullanılan bazı otomasyonlarda bizzat katkımın olması beni mutlu ediyor.

Burada şunu vurgulamakta fayda var. Şirketin benden beklediği günlük yürütümün aksamadan yapılmasıydı. Şirkete ve iş süreçlerine değer katan her yaklaşımı, benden talep edildiği için değil, ben istediğim için yaptım. Bunlar için yoğun mesai harcadım. Bu bakış açımı benimle birlikte çalışan tüm arkadaşlarıma aktardım. Dolayısıyla ekipteki herkes hep “daha iyisi, daha konforlusu” için el birliği ile çalıştı. Bu kültürü benimsediler. Ayrıldığım şirketlerde hala bu çalışmalarla kurduğumuz otomasyonlar çalışıyor. Benim 10 sene evvel yaptığım bir excel  macrosu hala iş görüyor. Hala teşekkürünü alıyorum. Bunun değeri paha biçilemez.

Kişisel Dijital Dönüşümüm

2018 yılında Sermaye Piyasaları Kongresi’nde izleyici olarak katıldığım panellerde, özellikle finans sektörünün dijital dönüşümünün artık hepimizi sardığını gördüm. Büyük veri, yapay zeka, makine öğrenmesi, robotik süreçler, robo danışmanlar. Tüm bu başlıklardaki güncel gelişmeler beni derinden etkiledi. 20 yıllık kariyerim boyunca gelişimine katkı sağladığım sektör büyük bir dönüşüm yaşıyordu. Burada bir seçim yapmam gerekiyordu. Ya teknolojinin tüketeni olarak devam edecektim ya da üreteni olan tarafa geçecektim.

Kongreden çıktıktan sonra eşime kararımı açıkladım. Artık yolculuğuma teknoloji şirketinde devam etmek istiyordum. Bu karardan bir süre sonra yollarımız İnfina Yazılım’la kesişti. Onların ürününü kullanan bir müşterileriydim. Müşterileri olarak talep ettiğim değişiklikleri bir analiz dokümanı olarak onlarla paylaşırdım. O dönemde bu yaklaşımım şirketin kurucusunun da ilgisini çekmiş. Onlar da benimle ilgili olumlu fikirlere sahiplermiş. Kısmet oldu ve birlikte çalışma kararı aldık.

Mayıs 2019’dan beri sermaye piyasalarına çözümler sunan, finans kurumlarının dijital dönüşümüne partnerlik eden İnfina Yazılım’da görev yapıyorum. İş Geliştirme Direktörü olarak başladığım bu göreve, yıl başından itibaren Satış, Pazarlama ve İş Geliştirmeden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak devam ediyorum. Mevcut iş süreçlerini iyileştiriyorum, yeni işler üretiyorum, ürettiğim yeni işlerin analizini yapıyorum, ortaya çıkan yeni işin pazarlama faaliyetlerini yürütüp, son kullanıcıya satışını gerçekleştiriyorum. Elbette ki tüm bunların İnfina ailesinin diğer fertleri ile birlikte, bir takım olarak hareket ederek yapıyorum.

Hobini İşe Dönüştür

21 yıl masa başında operasyonel süreçlerin içindeyken, ne kadar kaçmaya çalışsam da belirli bir rutinin içinde kaldım. İnfina Yazılım’a geldiğimde ise tabiri caizse ayağa kalkarak sektörün genelinde neler olduğunu görme fırsatı buldum. Bu noktada networking konusuna özel olarak çalıştım. Bunca yıllık deneyimimi sektördekilerle paylaşmak için en uygun mecranın Linkedin olduğunu fark ettim. Geç kaldığımı biliyordum ama arayı kapatmak için de çok çalıştım.

Üniversite yıllarımdan beri kısa öyküler yazarım. Polisiye, bilim kurgu, romantik öyküler yazarken özellikle gramer kullanımına çok dikkat ederim. Linkedin’de bu bakış açısıyla düzenli olarak içerik üretmeye başladım. İçerik üretirken birçok yeni bilgi edindim. Yeni bağlantılarla bu içerikleri paylaştım. Bu paylaşımlar bana çok değerli insanlarla tanışma ve fikir alışverişinde bulunma imkanı verdi.

Linkedin sayesinde Fintechtime Dergisi editörü ile tanıştım. Dergi için örnek bir yazı gönderdikten sonra çalışmam beğenildi ve yaklaşık 1 yıldır dergide finans sektörünün dijitalleşmesi üzerine yazıyorum.

Pandemi başlangıcı ile birlikte Podcast içerikleri üretmeye başladım. İnfina ile Dijital Finans podcast serisinde elliye yakın bölüm kaydettik. Neredeyse her bölümde alanında çok değerli yeni konuklar aldık. Her konuk bir sonraki için referans oluşturdu ve dalga etkisi büyüdü. Konuklarımızla iletişimimi hep sıcak tutuyorum. Bunu samimiyetle yapıyorum. Çünkü hayat bana en değerli hazinenin dostlar olduğunu öğretti.

Sermaye piyasalarını konu alan bir bilim kurgu öyküsü yazdım. Bu öykü, tüm sektöre dağıtılan Kurumsal Yatırımcı Dergisi’nde yayımlandı. Sektörden çok güzel yorumlar aldım. Benim gibi başka yazarlarla tanıştım.

Lise yıllarında karikatür çizerdim. Bunu da yine sektöre uyarlayarak sektördeki bazı yeni gelişmeleri esprili dille anlatan karikatürler çizdim ve bunlar da dergide yayımlandı. Kendimi bu şekilde de ifade etme olanağı buldum.

Üniversite yıllarımda gitar çalmaya başladım. Sonrasında da yaklaşık 10 sene aktif olarak sahne hayatım oldu. Kendi şarkılarımı yapıyorum. Şirket içi online toplantılarda arkadaşlarıma motivasyon olması için bu hobimi de onlarla paylaştım. Bunu da yine Linkedin ile duyurdum.

Son olarak da podcast’te yaptığımı televizyona taşımaya karar verdim ve cesur bir adımla Ekotürk TV’de canlı yayın programına başladım. Her Salı bir konuk alarak finans sektörünün dijitalleşmesini konuşuyoruz.

Hedeflerim sürekli yenileniyor ve güçleniyor. Bu sene finans sektöründeki müzisyenleri buluşturmayı planladığım bir projem var. Aynı zamanda “Dijital Finans” ismiyle bir de kitap yazmayı hedefliyorum. Tüm bunlar her gün yenilerini eklediğim “fikir defterim”de yer alıyor.

Özetle, hayatım sadece işten ibaret değil. Evet, iş büyük bölümünü alıyor ama keyif aldığım diğer hobilerimi de işimin bir parçası haline getirmeye gayret ediyorum.

Son Söz

Çok iyi bir eğitim almadım fakat bu kendi kişisel eğitimime yatırım yapmamı engellemedi. Yeni şeylere merak duymaya, sürekli öğrenmeye, öğrendiklerimi paylaşmaya, bunları yaparken de keyif almaya çalıştım. Çok hata yaptım, hala da yapıyorum ama bu hataları tekrarlamıyorum. Her hatamdan yeni bir şey öğrendim. Öğrendiklerimi de paylaştım.

Benim yolculuğum bu şekildeydi. Her birinizin farklı bir yolculuğu olacak bundan sonra. Çok değerli hocalardan çok güzel bir eğitim aldınız. Şimdi belki kurumsal bir şirkete gireceksiniz veya kendi işinizi kuracaksınız. Tüm bunlar olurken benim naçizane önerilerim ise şunlar olur sizlere:

  • Merak edin.
  • Size dayatılanı sorgulayın, daha iyisini araştırın ve önerin.
  • Yaptığınız işi farklı perspektiflerden değerlendirin.
  • Önyargılı olmayın.
  • Empati ve ikna gücünüzü geliştirin.
  • Her iş öğrenilir, önemli olan insan ilişkileridir. Buna önem verin.
  • Kimseyi sevmek zorunda değilsiniz ama saygı duymayı bilin.
  • Ailenize, kendinize, hobilerinize ve işinize ayıracağınız zamanı tanımlayın.
  • Soru sorun ve iyi dinleyin.
  • Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Boş laf değil. Spor yapın.
  • Bilginizi karşılıksız olarak paylaşın.
  • Paraya değil başarıya ve dostluğa odaklanın.
  • Kendinize meydan okuyun. Bir sonraki versiyonunuzu hedefleyin.
  • Denemekten yılmayın. Her hatadan bir ders çıkarın.

Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum. Destek verebileceğimi düşündüğünüz her konuda bana lütfen ulaşın.

Pek değerli Şebnem Hoca’ya da bana sizlere bunları aktarma fırsatı verdiği için çok teşekkür ediyorum.

İskender Ada

Tarih:Genel

İlk Yorumu Siz Yapın

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir